21 Temmuz 2014 Pazartesi

Kadifeden kesesi

Dün gece yatmadan önce biraz hayal kurdum. Yatmadan önce hayal kurarsan başka rüya görmüyormuşsun. Bir arkadaşımla birlikte film çekmiştik ve senaryosu çeşitli festivallerden ödüllerle dönmüştü. Benim en sevindiğim şeyse filmde bir şarkı söylerken görünmemdi. “Niye?” diye sormuştu gazeteci. Ben de “neye benzediğimi çok merak ediyordum” demiştim. Bu çok havalı geldiğinden bunu söylemiştim, yoksa beni asıl mutlu eden şey başkaydı. Şöyle bir karşıma geçip kendimi izleyecektim.

Çok mutlu olduğum anlar vardır; şarkı söylemek, top sektirmek gibi. İçimde önlemez bir şey hissederim. Adına heyecan desem az kalır, yani böyle eskiden bugüne sürekli devam eden bir şeyin varlığını hâlâ sürdürmesi gibi. Hani, hiç çıkmaz denen sakallarım çıkmış, gülmez denen yüzüm yumuşamış, emekli memurlar gibi giyinmeyi bırakmışım ama bir şeyler değişmemiş gibi işte. Anlatabildiğimi sanmıyorum.

Şarkı neydi? Evet. Ahmet Özhan tonlamasıyla “Artık Bu Solan Bahçede Bülbüllere Yer Yok.” Sesimi gâh Münip Utandı gâh Ahmet Özhan yaparak okumuş, insanların sesi güzel ama taklit yapıyor dediklerini işitmiştim. Bu doğru değildi. Aynı şeyleri aynı yerlerde hissetmiş olabilirdik. Olamaz mı? Olamaz lan! Adamları taklit ediyordum işte, doğru. En güzeli yıkanırken oluyordu. Bir keresinde pencereyi açık unutmuştum da şarkı bitiminde ağbimin kapı önünde dikilen arkadaşları beni alkışlamıştı da ne utanmıştım. 

Hiç yorum yok: