4 Mayıs 2020 Pazartesi

Üçlemenin ilk filmi: Diş

Dün sabah Hazar büyük bir gürültüyle odaya daldı. Uzundur sallanan dişi düşmüş! Kendisi buradan tanıklık ettiğiniz üzere ontolojiye, edebiyata ve antik yunan'a meraklı biri olsa da henüz 6 yaşına değmedi ve bu düşen ilk dişi. Önce bunu onu tanıyan herkese haber etmemizi istedi. Sonra "bugün benim günüm" diyerek evde krallığını ilan etti ki haftanın onun olan günlerinin sayısı 4'e çıktı. Kalan 3 gün de bizim ama o da temsili demokrasi gibi, bir var bir yok (evin babası sosyal şakalara başlar). Neyse ona yine bir ebeveyn ciddiyetiyle "bak bunlar artık ömürlük dişlerin, onlara iyi bak" nasihatinde bulunurken, "ömürlük nedir?" diye sordu. O esnada ezbere ettiğim bu lafın ciddiyeti yüzüme bir tokat gibi aşketti. O çıkacak diş oldu önündeki uzun vakit, tecrübe edeceği iyi kötü ne varsa her şey, yani ömrü. Sonra bu ömrün ne kadarında ve nasıl yanında olabileceğim sorularıyla cebelleştim. Sonra yaşını başını almış herkes gibi böyle şeyleri çok düşünmemeye karar verdim. Bugün dışarı çıktığımda ona -isteği yahut siparişi üzerine- uğurböcekli bir pasta aldım. Sanırım ömrü boyunca elden gelen de bu olacak.

Hiç yorum yok: