15 Haziran 2017 Perşembe

Güle güle Reis


Büyük takımların, köklü kulüplerin gelenekleri vardır. Bunların çoğu idrak etmeye pek de lüzum olmayan şeylerdir. Mesela Arsenal’de takım kaptanı maç günü uzun kollu giyerse tüm takım uzun kollu, kısa kollu giyerse tüm takım kısa kollu giyer. Selçuk Şahin, Fener’de iken yedek kulübesindeki yerine başka kimse oturamaz. Galatasaray maçlarından sonra takım galipse Sabri üçlü çektirir. Sneijder takıma yeni katıldığı zamanlarda maç sonu Sabri’ye öykünüp üçlü çektirmeye çalıştığında takım arkadaşları onu uyarmış, o iş Sabri’nin diye. Sonra Sneijder gollerine devam edip tribünleri coşturdukça üçlü çektirmeyi sürdürdü. Ses eden de pek kalmadı. En nihayetinde Sabri işte... 

Galatasaray formasıyla sadece ligde 466 maça çıkan Sabri ile "yollar ayrılıyor". Yönetim telefonla arayarak bildirmiş, iki arkadaşı da veda mesajı yayınlamış, törenle plaket vereceklermiş. Yıllar evvel Beşiktaş’tan kovulan benzer bir tip topçu için şunu yazdıydım ki kendisi için de geçerlidir: “İbrahim Üzülmez, gözlerinin önüne düşüp orta yapmasını engelleyen saçları yüzünden Afgan tazılarını kıskandıracak deparlarını bunca yıl güzel bir ortayla süsleyemese de, bir futbol efsanesi olamasa da, eğer aşk, emek ise onun en güzel 100 metresini koşmuş bir abimizdir.” Ülke ile Sabri’nin kaderi de biraz birbirine benzer: 

Enerjimizi doğru kullanmayı bilmiyoruz. İyi niyet, her zaman iyi orta getirmiyor. 

Güle güle Sabri, reis diye bir tek seni bileceğim.

Hiç yorum yok: