15 Şubat 2012 Çarşamba

Erman Film İftiharla Sunar

Ben bir handa çalışıyorum.

Girişte Mehmet amca ile selamlaşıyoruz. Mehmet amca, handaki vazifesinin yanında setlerde ne zaman bir postacı rolü olsa çağrılan, Yeşilçam sinemasının unutulmuş, belki de hiç farkına varılmamış bir karakteri.  “Hoş geldiniz” diyor. Turnike yok, kart okutmak yok, retina taraması varmış kaldırmışlar.

"Yoksul" filminde Yaman Okay'a malum ihtarnameyi
getiren Mehmet amca

Oğlu var, Özgür. Babası, belki de hayatı kendisi gibi burada geçmesin diye bu adı koymuşsa da o buna direniyor. Onunki iletişim özgürlüğü. Forbes’te ilk 100’e girenlerden hiçbirinin onun kadar telefon görüşmesi yaptığını sanmıyorum. Özgür, hanın girişindeki reception desk’e montunun yakaları ensesini kapatacak şekilde, hafif kambura yatarak kuruluyor, sonrasında olaylar olaylar. Gerçekten MİT midir, cemaat midir, İsrail midir, Kurtalan Ekspres, Ersen ve Dadaşlar, Yurtseven Kardeşler, her ne karın ağrısıysa, oraya girip Özgür’ün bütün gün ne konuştuğunu saatlerce dinlemek istiyorum.

Hanın, Anıtlar Yüksek Kurulu’na bağlı bir asansörü var. Geçen seyir halindeyken bu sefer elektrikler gittiği için durduğunda içerideki teyze, “21. Yüzyıl Tayyip Erdoğan ülkesinde asansörde kalınıyor!” diye bağırdı. Yine de günahını almayalım, “bir dakika kapatmam lazım” dedikten sonra emin adımlarla olay mahalline yönelerek Ulusal Kanal’ı açık kalan teyzeyi kurtaran Özgür, on Demirören güvenliği gücündedir.

Sahibi Erman Film’in yanında, handa bir dünya film yapım şirketi mevcut. Haliyle karşısı da artist kahvesi.  Filmlerde zalimliği ile tanınan bir abi, ocakta çalışıyor, yanımda arkadaş olmadan gitmiyorum. Şimdilerde dizilerde falan oynayanlar umarım çok para alıyorlardır.

Ben bir handa çalışıyorum, my eyes closed.  

Güneycephesi Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin (GÜSAM) araştırmasına göre, yurt çapındaki her 10 şirketten 10’u zararda (kaynak: maaş vaktinde patronlar.) Ekonomiyi ayakta tutan tek şey dua. Özellikle babaanneminkiler. Fazla mesai kaçınılmaz.

Bizim handa fazla mesai yapana iyi gözle bakılmaz, saat en geç 7 oldu mu kapıda beliren Özgür, işçi sınıfının tek umududur.

Bazen rica minnet mesaiye kalınırsa Özgür hanı üzerinize kapatır gider. “Han kapalı, çıkamıyorum” lafı, sizi bekleyen bazı arkadaşlarınız için bir şey ifade etmez. Bazen siz de kendinize “n’oluyor lan!” diye sorarsınız, üzerine han kapatılmış biri olarak artık hiçbir bilim kurgu size keyif vermez.

Han sinizmi diye bir şey var, ben de iki senenin sonunda fark ettim, şöyle bir enseden girdi mi artık cv falan güncellenmiyor. Buradaki işiniz bitmeye yakınken ve iş aramanız lazımken, yoğun ekip çalışmanız, çözüm odaklı önerileriniz, sürekli değişen iş hayatına adapte olma yeteneğiniz size kalsın, ben şurada bir 5 dakika kıvrılıp uyuyayım diyorsunuz.

Hayatta bazen güzel şeyler de oluyor sevgili seyirciler.






Hiç yorum yok: