21 Ekim 2012 Pazar

Maslak’ın ortasında var bir çeşme


Üniversitenin son senesinde belki bir gün lazım olur diye formasyon almaya çalışıyordum. Derslerin birinde bu Doğan Cüceloğlu-Üstün Dökmen ekolünden bir hoca, bir günün içerisinde dört mevsimi yaşamamız gerektiğinden bahsediyor, bana göre birbirinden olanaksız başarı hikayeleri anlatıyor ve bizleri yepyeni bir hayata hazırlıyordu.

Bir ara dayanamayıp kendisine, “Hocam, şu hayatı, halimizi hiç görmüyor musunuz? Bir günde dört mevsimi yaşamak da nedir allahaşkına?” diye sorduğumda, hoca “siz herhalde ilk derse gelmediniz, ben bu soruların cevabını o derste vermiştim” dedi. O derse katılamamış olmam hayatımdaki en büyük pişmanlığımdır.



Herkesi mutlu etmek ne zor...
Bu “hayatı yaşa”, “ideallerinden vazgeçme”, “imkansızı başar” gibi öğretiler nedeniyle o kadar çok insan hayal kurdu ki hayal hayalliğinden vazgeçti, boktan bir şeye dönüştü. Şimdi hayallerini gerçekleştirerek Maslak’ın ortasında at koşturan, hatta bunun reklamını çekip “istediği gibi at koşturma” deyimini çağdaş sanat diliyle söylersek “görselleştiren” Ali Ağaoğlu’na ondan kızamıyorum. Adam dünyayı bu hale getirenlerin hayallerine ortak olmuş sadece.

Bir insanın hayali nerede başlar, başka bir insanın hayalinin başladığı yerde bitmeli midir, hayalin sınırları nedir, kimler hayal kurmalıdır; bunları bu hafta Siyaset Meydanı’nda tartışacağız.




2 yorum:

ranaklc dedi ki...

adam hayal etmiyor, gerçekleştiriyor. gözü çıkacısa!

güney dedi ki...

Bu arada projeye baktım, atlar için hiçbir yer düşünülmemiş. Hırlısı var hırsızı var, bunları gece ağaca bağlamak sakıncalı olabilir.