3 Mart 2017 Cuma

Hagi

Socrates dergisi Mart sayısı için bir Hagi dosyası hazırlamış, okurken duygularım kabardı. Çocukluğum Rumen Lăcătuș’un, Alman Haessler’in, Rus Onopko ile Tsymbalar’ın Galatasaray'a transfer olmasını beklemekle geçti. Sparta Prag hezimeti sonrası yollarını gözlediğim Nedved’in İtalya serüveni hâlâ içimi yakar. En azından iki sezon bizde oynasaydı. Hoca olarak da Schäfer. Jamaika’yı bile çalıştırdın, bi’ bize gelmedin zalım. 

Sonra bir gün Hagi geldi. Büyük yakaları, estetik bilekleri, 30 metreden golleri vardı, gösterişliydi. Dedi ki: Ben, 25 yaşına kadar "Karpatların Maradona’sı" namıyla tanınan, daha sonra yalnızca Hagi diye bilinen,  Albay George Hagi. Gerçek aşkın savaşçısı. İsminin birincisi. On numaraların sonuncusu. Size şampiyonluklar, Avrupa’da kupalar kazandırmaya, Dortmund’a, Karabük’e attığım gollerle rüyalarınıza girmeye geldim. İçiniz rahat olsun, Güney, annene söyle derin bir nefes alsın, Leeds deplasmanında o penaltıyı atabilecek tek kişi varsa, o da benim.




Hiç yorum yok: