15 Haziran 2017 Perşembe

Tanırım, samimi çocuktur


Bu hafta elimde pek metin yazımı işi olmadığı için büyük toplumsal tahlillerime devam ediyorum. Şimdi bu kitap afişini analiz edeceğim: “Tarık Tufan’ın samimi anlatımıyla”. Tarık Tufan kim? İşte orada fotoğrafı var. “Yeni Kitap” diye belirtilmiş demek ki bolca eski kitabı var ve onlarla karıştırılsın istenmiyor. Yani talep yüksek. Üzerinde duracağım husus afişteki “samimi anlatım” kısmı.

Türkiye’de edebiyat bir süredir, özellikle Emrah Serbes, Afili Filintalar, Onur Ünlü, Leyla ile Mecnun vs ile başlayan ve Ot, Kafa, Bavul, Kaburga (henüz yok) aylık dergilerle devam eden bir samimiyet arayışı içinde. Böyle arkadaşlarını etrafına alıp onlara çay demleyip yahut bira ısmarlayıp hayatını, çocukluğunu, hayal kırıklıklarını türlü aforizmalarla anlatan çoğu erkek, yazarlar revaçta. Kadınlarsa ancak erkekler gibi yazdıkça okur buluyor. Ortak nokta ne? Samimiyet. “Çok samimi bir yazar, bizlere tamamen içini döküyor, ne hoş” algısı hâkim. Böyle, “annemler yazlığa gitti ev boş, gelin” tarzı çağrılar ve sabaha kadar içi erik çekirdeği ve izmarit dolu kül tablası gibi sohbetler. İşte Tarık Tufan şahsında özetlenebilecek yeni edebiyat. Geçenlerde gördüm, bu ekipten biri kitabına iade fişi koymuş, gülme garantili beğenmezseniz geri getirin diye. Ne kadar içten ve samimi bir hareket.

Yeğenlerime çok küçük yaşlarından beri iyi edebiyat metinleri götürüyorum ve en azından bir karşılaştırma imkânı yapmalarını sağlamaya çalışıyorum. İyi edebiyata, kimilerinin -ne demekse- elit bularak burun kıvırdığı yüksek edebiyata inanıyorum. Buradan tüm bu tür yazarlara, onlara heveslenenlere, iyi edebiyat namına bunu görenlere sesleniyorum. Üç beş çay yahut bira ısmarlasanız sizi dinleyecek birileri elbet bulunur, çocukluk anıları için terapistler ve kişisel bloglar var. Ergenlik meselelerini rap yaparak yahut kaykayla dolaşarak halledebilirsiniz. Orta yaş bunalımı nasıl atlatılır bilmiyorum, henüz ben de çıkamadım. Belki instagram’a yüklenebilirsiniz. Yalnız yeni kitaplarınızda yer verdiğiniz o müthiş fikirler, laflar, büyük hayat tecrübeleri, ıssızlık, yalnızlık şeyleri Faulkner'ın, Karasu'nun aklına gelmemiş olamaz.

Özetlersem, samimiyetin batsın Tarık Tufan.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

samimi bir paylaşım, ama cihat duman daha samimi eleştirilerinde.

güney dedi ki...

Haklı olabilirsiniz. Samimiyet arayan organik öğle yemeği yapan yerlere gitsin sayın Adsız.