Tatil notlarıma bir şiir ile başlayım dedim fakat en güzel kulaç henüz atılmamış diyemeyeceğim çünkü hasmını tokatlar gibi yüzen adamlar tarafından az önce atıldı. Keşke her gün olimpiyatlar olsa da o Yunan büstleri gibi adamları, kadınları izleyip ne kadar yamuk yumuk insanlar olduğumuzu daha bir fark etsek. Bu anlamda olimpiyatların dört yılda bir yapılmasının nedeni geçen süre içerisinde kendimizi ruhsal ve bedenen toparlayacak vaktin bize sunulması olabilir. Antik Yunan her şeyi düşünmüş. Zira herkesin Selanik’ten geldiği fakat oraya da Konya’dan gittiği yalnız ve güzel ülkemizin olimpiyatlardaki başarısızlığının sebebi de bu olabilir. Nasıl olsa dört yıl var, hazırlanırız deyip üç ay kala idmanlara başlanıyor olması muhtemel. Bir sıkı dostun dediği gibi, “bizimkiler kulaç attıkça geriye gidiyor.”
Türkleri aşağılamak 90’ların modasıydı, o nedenle kısa kesiyorum. Artık bilindiği üzere, dönem kendimizle ne kadar övünsek az dönemi ve bunun için atanmış bakanlar var.
Mağrur olma Sun Yang senden büyük Allah var. |
Adama bir tatil yaptırmadınız ülke gündemi. Sahilde de zaten Şemdinli’de neler olup bittiğiyle ilgilenen, Siti ananın "serbest bırakılması"na sevinen bir ben vardım bir de evren.
Neyse, tatil notlarım şu şekilde:
Şehrin trafiğinden gürültüsünden kaçan insanların hep aynı yerlere gidip oralarda da benzer kalabalığa sebebiyet vermelerini yine anlamadım.
Bodrum, Alaçatı, Çeşme vb. yerlere gidilmedikçe tatil olmaz anlayışından mıdır nedir bizim gittiğimiz yerde kimse yoktu. Denize bile giriliyordu.
İnsanlar arabalarına -özellikle Şahin ve Doğan sahiplerinden bahsediyorum- gösterdikleri ilgiyi çoluğuna çocuğuna gösterse savaşlar olmaz, Akasya Durağı ve Arka Sokaklar yayından kaldırılır.
Emniyet kemeri ve güneş kremi hayat kurtarır.
İnsan büyüdükçe tatili kısalır mı baba?
Yazarımız tatilden döndüğü için yazılarına ara verecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder