Yıllar evvel, Anıtkabir
civarında otururken muhtara gitmiştim. Muhtarlık ülkedeki ilk eşbaşkanlık
uygulamalarından birini teşkil ediyordu. Seçimle işbaşına gelen muhtar ile
karısı uzun zamandır mahalleyi yönetmekteydi. Sıra beklerken bir taraftan da
içerideki tartışmayı izliyordum. Nihayetinde muhtarın karısı odayı terk etmekte
olan kişinin arkasından şöyle bağırdı: “Çankaya’da oturmak senin neyine! Sana
Mamak yakışır!”
Kudret Emiroğlu’nun Kısa Türkiye Tarihi kitabındaki şu
yazıyı okurken anılarım canlandı:
“Ankaralının
Mamak, Kayaş, Hatipçayı’nda görünüşü geri, Çiftlik Parkı, Marmara, Karadeniz’deki
görünüşü ileridir… İstediğiniz kadar değiştirmeye çalışınız. Eğer Çiftlik’e
benzetmezseniz, eğer bahçenin incesazı yerine bir orkestra koyamazsanız,
cemiyete istediğiniz ‘birlik’ manzarasını mümkün değil veremezsiniz. Bereket
versin ki ne Mamak, ne de Kayaş belediyenin hududu içindedir. Yoksa [vali ve
belediye başkanı] Nevzat Bey’i Ankara’nın iymarı kadar Mamak ve Kayaş’ın
pisboğazlığı yorardı. Çiftlik Ankara’nındır. Ve Kayaş Mamak? Nerenin biliyor
musunuz? Eyüp’ün, Edirnekapı’nın, Tanzimat’ın…” (Aka Gündüz, 19 Ağustos
1933, “Ankaralı Nerelerde Nasıl Eğleniyor?”)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder